Enstrüman Dersi Ücretleri ve İşlenişleri Üzerine Naçizane Bir Değerlendirme...

Şimdiiiiii
bu derin konuya iki öğrenim yoluna ait birkaç farklı açıdan bakmakta ve o şekilde incelemekte fayda var. Nedir bu iki öğrenim yolu? Özel ders ya da kurumda bire bir ders (nadiren grup dersi, ki tavsiye edilmez. Ritim, koro, orkestra vb. gibi dersler haricinde tabi.). Bir kere şunu kabul etmek lazım, nasıl çalışılırsa çalışılsın, sanatın güzelliğini göstermek ve öğrenciye sanatı sevdirmek hocanın elindedir. Hoca hayatını idame ettirecek maddi desteği ölçülü ve uygun şekilde elde edecek ve öğrenci de hocasının yıllarının emeği ve tecrübesine ve ayrıca sanatın kendisine olan saygısından dolayı enstrümanı ve müzik ilmine gayretle çalışacaktır.

Sanat herkes içindir deyip söze başlayalım...

Özel dersleri ele alalım öncelikle...
Başlayacak kişinin zihninde genellikle hocaların ders ücretlerinin yüksek olduğu, zamanla piyanoya ihtiyaç olacağı (zaten dolar olmuş 6 kağıt), oradan buradan kulak durumu ya da çalmanın zorluğu ile ilgili duymuş olduğu şeyler falanlar filanlar oluyor. Bazı başlıklar farklı yazılarda incelenecek zamanla, özellikle kulak konusu. Profesyonel kişiler tabii olarak yıllarının birikimine istinaden ders ücretlerini yüksek tutacak ve belirli bir kitleye hitap edecektir. İdil Biret'ten ders almakla benden ders almak bir zahmet farklı olsun yani. İdil Biret'ten ders alabilecek kişi de beni bulmaz zaten :D
Okulunu bitirmiş ve eğitimci olmuş kişi, ders ücretlerini belirlemede ve bir öğrenciyi kabul edip etmemede bir çok faktörü göz önünde bulunduracaktır. Aday öğrencinin zevki ile hocanın çalışma stili, aday öğrencinin bütçesi, aday öğrencinin öğrenme isteği, yani gözündeki o ışık (bazen çok istekli ancak bütçesi kısıtlı kişi eğitimcinin kalbine hitap edecek ve hoca talebesini kabul edecektir, etmelidir de...), aday öğrencinin enstrüman edinebilme durumu (bazı hocalar piyano olmadan olmaz falan diyor da piyasayı düşünmeyecek kadar tuzları kuru onların, herkese şans verilmeli, zamanla taşlar yerine oturur...), öğrencinin okuduğu okul ve zaman ayırabilme durumu, derse gidip gelme mesafesi gibi gibi gibi. Yani sonuç olarak, öğretmenler lütfen ders ücretlerini halka hitap edecek ve herkese şans verilebilecek şekilde öğrenci ile bir deneme yapıp biraz onu tanıdıktan sonra belirlesin. Sonra sanatta para yok diyorlar. Öğretmen de tabi kendini geliştirsin bir zahmet, dil öğrensin, farklı kaynaklardan müzik sanatının inceliklerini tecrübe etsin, icrası müzikal ve kalplere hitap eder olsun, konuşma dili zarif ve samimi olsun, işini severek yapsın, amacı zihinleri eğitmek olsun... Aday öğrenci de diğer yazılarımızı da okuyup biraz araştırıp fikir sahibi olduktan sonra derslere başlamaya karar versin :)

Diğer bir konu da çok ucuza verilen dersler konusu. Bazen ağaçlarda, direklerde, duraklarda, kafelerde, kaldırımlarda, sırtlarda, hamamlarda, barlarda, artık meşrebine göre ders içeriği neyse farklı yerlerde görebildiğimiz ilanlar bizlere ne branşların ne ücretlerle öğretildiğini yazıyor. Yıllarını vermiş, saatler harcamış, kafasına metronom yemiş (konservatuarlardaki hocaların tutumuna ilişkin duyuyoruz hep, sanatı sevdiriyorlar yani :D), tırnaklarıyla kazıyıp sanatta mevki edinmiş kişi bu ilanları görünce doğal olarak işine saygısızlık olarak nitelendiriyor ve sinirlerinin kabarmasına engel olamıyor. Derin ve egosunu yenmiş büyük sanatçı ve eğitimcinin yapacağı şey tabi ki bu saygısızlığa hakaretle yaklaşmak ve kişiyi yermek değil, onun yerine sakince düşünerek bunların olmaması için çabalamaktır. Hele ki o kişiyi henüz tanımadan, bilgisini ve yaşantısını bilmeden "alırım şu eseri giderim görür..." gibi yaklaşımlarda bulunmak asla sanatçı ve eğitimci işi değildir. Cehalete cahilce yaklaşmak daha büyük bir cehalettir. Bir hataya hata ile yaklaşmak yapılanı engellemez ve olanı durdurmaz, üstüne bizi de hatalı yapar ve itibarımıza zarar getirir. Yapılması gereken insanları eğitmek ve bilgilendirmektir, gerekirse ilandaki kişiyi de. Şahsi olarak ben de bazen kâh gayet makul fiyata kâh ücret beklemeden ders veriyorum, eminim diğer eğitmenler de yapıyordur. Biz de mi kendimizi o kefeye koyalım şimdi? Eğitmen kişi devletine ve halka karşı sorumludur, insanlara ışık gösterecek ki cehalet azalsın. Aday öğrencinin de bu tür ilanlara itibar etmesini tavsiye etmeyiz ama, zaten ucuz, öğrenci de parasız ne yapsın gariban, gidene dur diyemeyiz :)

Şimdi biraz kurumlardaki derslere bakalım...

Kurumdan alacağınız dersin aylık ücreti genel olarak özel derslere göre daha uygundur. Haftanın bir zamanı sabit bir derse sahip oluyor ve birebir çalışıyorsunuz, özel ders gibi gayet. Üstelik enstrümanınız yoksa kurum kendi programına da bağlı olmak üzere size pratik yapma hakkını veriyor olacaktır. Hatta bazı kurumlarda enstrüman dışında başka disiplinleri de paket program gibi alabiliyor ve gayretle çalışırsanız gayet ileri bir seviyeye erişme fırsatına sahip oluyorsunuz. Özel dersin de kurum dersinin de kendine göre artı ve eksileri var. Özel derste hocanın inisiyatifine bağlı olarak dersi uzatabiliyorken, kurumda sizden sonra gelecek öğrenciyi bekletmemek ve hakka tecavüz etmemek adına ders tam süresince işleniyor olacaktır, bitemese bile. Kurumun hoca için bir avantajı da sürekli bir öğrenci çemberinin olması. Özel derslerde öğrenci bıraktığında hocanın bırakanın yerini doldurması gayet zaman alabiliyorken, kurum daha geniş bir kitleye hitap ettiği için öğrenci bulması daha rahat olmaktadır. Öğrenci için başka şöyle bir avantajı vardır kurumun, bir çok hoca ile tanışabilir, farklı hocalarla çalışabilir ve farklı öğretim metotlarını görebilirsiniz. Özel derste sadece sizi eğiten ile muhatapsınız.

Gelelim öğrencisinden yüksek ve düşük ücretler talep eden kurumlar üzerine kısa bir değerlendirmeye. Çok uygun fiyatlı kuruma karşı hocada hemen bir ön yargı oluşacak, seviyenin düşüklüğü akla gelecek ve çalışmayı istememe durumu vuku bulabilecektir. Ya da yüksek ücret talep eden bir kurumda yol uzak bile olsa, kurumun yönetimi paragöz ve dostanelikten uzak da olsa çalışmayı düşünebilecektir. Bu durumların ikisi de hoca için uygun değildir tabi. Neden bir kurum ders ücretlerini fazla uygun tutar? (Kampanyalar bu değerlendirmeye girmez, neden kampanya yapmaya gidildiği ayrıca sorgulanmalıdır.) Kurum naçar bir bölgededir, o bölgedeki halkın kültürel yapısı bellidir, ders almaya gelen kişilerin konuya bakış açısı belirli seviyededir ve kurum o bölgenin de maddi yapısına uygun düşecek şekilde halkı eğitmeyi arzular. Böyle bir kurumun uzaktan gelebilecek ve çok profesyonel olan bir eğitimci arama durumu olmaz zaten. Bölgeye yakın olan ve ortalama bir hayat süren, maddi beklentisi çok yüksek olmayan ve birilerini de eğitmek isteyen bir hoca yeterlidir. O yüzden böyle bir telefon alırsanız lütfen insanları ve kurumları yermeden ya da dedikodusunu yapmaya başlamadan önce düşünün. Çok yüksek ücretler talep eden kurum da ayrıca ön yargılar oluşturur benim zihnimde şahsen. Benden hazine isteme hakkını bulabilen kurum bana her hocasının CV'sini görebilme hakkı vermeli bir kere. Zaten yüksek ücretli bir kuruma gidebilmişsem ben de Bebek'de Ortaköy'de falan dublekste yaşıyorum herhalde. Diyelim ki hocaların profili gayet iyi, hak ediyorlar yani bir serveti, o zaman bir deneme dersi hocanın üslubu ve işleyişine ilişkin fikir verecek ve her şey rayına oturacaktır. Hoca açısından bakalım bir de, yüksek ücret talep eden kurum bulunduğu bölgenin yapısı ve halkın maddi durumuna göre ya makul bir fiyat belirler ya da soymak ister, müşteri de bulursa ne ala (öğrenci sabırla araştıracak, piyasaya bakacak ve eğitilmek ile soyulmak istendiğinin farkını sezecektir.) Hoca bu durumda yönetimi iyi tanımalı, amaç eğitim mi para mı sezmeli. Öyle kurumlar var ki, hocayı metotta serbest bırakmaz, bir işe yaramayacak sertifikalar alınsın diye bastırır, maaşta düşük pay verir... Hoca yaşadığı bölgeye göre gidebileceği yerlerdeki kurumlar arasından en rahat çalışabileceği, bence en önemlisi olan dostane ilişki kurabileceği ve tabi maddi açıdan da tatminkar olanı seçmelidir. Bazen, bir saatte rahatça gidebileceğiniz, üç beş derslikli naçizane bir okulda ailevi bir ortamda çalışmak en güzelidir, huzur varsa fazlasını aramamak lazım ;)

Bütün bu değerlendirmelerden sonra konuyu bir iki cümlede özetlersek, aday öğrenci istediği öğrenme türünü, başlamanın zamanı olup olmadığını ve bütçesini dikkatle düşünecek ve ona göre kararını verecektir. Öğretmen de kendine en uygun yer ve şekilde bir çok faktörü göz önünde bulundurarak sanatın hevâsı ile huzurla çalışacak ve vatana millete hayırlı olacaktır.

 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enstrümanların Kralı: Kilise Orgu

Türkiye ve Orgları -1-

Piyanoya yeteneğim var mı? Enstrüman çalabilir miyim?